Yılmaz, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından bir otelde düzenlenen gündem toplantısı ve iftar programına katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, inşaat sektörünün bütün ekonomiler için önemli bir sektör olduğunu, doğrudan sağladığı istihdamın yanı sıra etkilediği sektörlerle ekonomik büyümeye ve istihdama katkıda bulunduğunu söyledi.
Demir, alçı, elektrik malzemesi, perde, mobilya, cam, plastik boru, çivi ve boya gibi yüzlerce farklı ürünün inşaatta girdi olarak kullanıldığını ifade eden Yılmaz, sektörün 250 alanda, istihdamı yaklaşık 6 milyon civarında etkilediğini, 2023’te reel olarak yüzde 7,8 büyüyen sektörün, milli gelir içindeki oranının 2002’de yüzde 4,5 seviyesindeyken geçen yıl yüzde 5,6’ya ulaştığını kaydetti.
“Türk müteahhitleri yurt dışında birçok prestijli projeyi başarıyla tamamlayarak iş dünyamızın imajına da önemli katkılarda bulunuyorlar.” diyen Yılmaz, dünyada yaşanan ekonomik ve jeopolitik tüm olumsuzluklara rağmen Türk inşaat sektörünün 2023’ü, ENR dergisinin dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesine giren 41 firma ile dünya ikinciliğini muhafaza ederek kapattığını ifade etti.
Yılmaz, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri sektörünün rekabet gücüne, milli gelire, ödemeler dengesine, ihracata ve istihdama sağladığı katkı ile ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olduğuna işaret ederek, “Müteahhitlerimizin yurt dışında üstlendikleri iş hacmi 2000 yılından bu yana istikrarlı olarak 20 milyar dolar üstünde bir seyirle devam ediyor. 2023’te, yurt dışında 389 projeyle 27 milyar 392 milyon ABD doları tutarında yeni bir iş hacmine ulaşılmış durumda.” diye konuştu.
Teknik müşavirlik sektörünün 137 farklı ülkeye 2023 yılında 233,4 milyon dolar hacimle hizmet verdiğini aktaran Yılmaz, “Söz verdiği şekilde ve tarihte işlerini teslim ederek tüm dünyada tercih edilen müteahhitlerimizi yeni pazarlarda ve katma değeri yüksek projelerde daha çok görmek istiyoruz. Özellikle firma ölçeklerinin büyütülmesiyle, firmalarımızın ortak iş yapma bilincinin artırılması, prestijli projelerin üstlenilmesinin de önünü açacaktır diye inanıyoruz.” dedi.
Yılmaz, sektörde insan kaynakları konusunun sıkça dile getirildiğini belirterek, 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program (OVP) ve Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu eylem planında bu konuya geniş bir yer ayırdıklarını, son 20 yılda mesleki eğitim konusunda çok ciddi adımlar attıklarını söyledi.
OVP döneminde, inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası ve yapı müteahhitlerinin sorumluluk sigortasını yaygınlaştıracaklarının altını çizen Yılmaz, “İnşaat sektörünü de yakından ilgilendiren kamu alımları kapsamında, Kamu İhale Mevzuatı’nı uluslararası norm ve standartlarla uyumlu olacak şekilde iyileştirmek de yine temel politika dokümanlarımızda yer verdiğimiz bir husus. Bu çerçevede mevzuatı, dijitalleşmeyi, yenilikçiliği ve sürdürülebilirliği önceleyen satın alma yaklaşımıyla güncelleyecek, sektörel kamu alımları düzenlemesini de hayata geçireceğiz.” dedi.
“Merkezi idare ve yerel yönetimler olarak el birliği içinde bunu başarmak durumundayız”
Yılmaz, Türkiye’nin deprem başta olmak üzere afet riskleri yüksek bir coğrafyada bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin afetler sonrası yaşadığı sıkıntılar var. Tarihimizde birçok dönemde bunları gördük. Bunları yaşamak istemiyorsak riskleri iyi tayin edip, riskleri azaltıcı faaliyetlere yoğunlaşmamız gerekiyor. Dolayısıyla kriz yönetmek istemiyorsanız riskleri yönetmeniz, azaltmanız lazım. Bu çerçevede de en önemli başlıklarımızdan biri yine sizleri de çok yakından ilgilendiren kentsel dönüşüm meselesi. Son 20 yılda 2 milyondan fazla konutu dönüştürdük. Bu çok bir ciddi bir rakam ama ülkemizin büyüklüğünü düşündüğümüzde daha yapacak çok işimiz var.”
“Önümüzdeki yıllarda milyonlarca konutumuzu, özellikle metropoller başta olmak üzere dönüştüreceğiz.” diyen Yılmaz, İstanbul’da kentsel dönüşümde “Yarısı Bizden” kampanyasını hatırlatarak, bu kapsamda, her bağımsız bölüm için toplam 1,5 milyon liralık bir kamu desteği verdiklerini, bu kampanya ile 350 bin konutu dönüştürmek istediklerini, ayrıca 422 bin bağımsız bölümün dönüştürülmesi çalışmalarının da sahada devam ettiğini söyledi.
Yılmaz, kentsel dönüşüm anlamında yerel yönetimlerin çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu işi sadece merkezi idare veya sadece yerel yönetim olarak yapamayız. Metropol illerimiz İstanbul ve İzmir başta olmak üzere afet risklerinin belli bir seviyede olduğu, daha yüksek olduğu iller öncelikli olmak üzere mutlaka burada merkezi idare ve yerel yönetimler olarak el birliği içinde bunu başarmak durumundayız. Bizim adaylarımız da bu konuda çok güçlü programlar ortaya koymuş durumdalar.
Gerek İstanbul adayımız gerek İzmir adayımız Hamza Bey, İstanbul’da Murat Bey çok güçlü programlar ortaya koymuş durumdalar ve bunların biz çok kıymetli olduğunu, mutlaka hayata geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu işleri laflarla, algılarla çözemeyiz. Somut adımlarla, somut projelerle ve ciddi kitlesel dönüşümlerle gerçekleştirebileceğimiz bir süreç bu. Burada da polemiklerle, birtakım tartışmalarla kaybedecek vaktimiz yok. İnşallah önümüzdeki dönemde bu alanda güçlü adımları hep birlikte atarız.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ilk konut sahipliğinin, bir ülkenin makro düzeyde tasarruf oranını artırdığını, Türkiye’nin tasarruf oranlarını artırması, cari açığını düşürmesi ve artan tasarruflarını da üretken alanlara kanalize etmesi gerektiğini vurgulayarak, kamu politikaları açısından bunları öncelikli gördüklerini ve gelecek dönemlerde de bu konulardaki çalışmalarını yoğunlaştırarak devam ettireceklerini söyledi.
patronlardunyasi.com