Welcome to Our Website

4 kişilik uzay aracı 6 kişilik dolmuşa döner mi? Mahsur kalan 2 astronotu kurtaracak hamle

Melike Sarıkaya / Milliyet.com.tr – Starliner uzay aracı, astronotlu test sürüşünü gerçekleştirmek için 5 Haziran 2024 tarihinde ABD’nin Florida eyaletinden uzaya fırlatıldı. Fırlatılmadan önce teknik arıza sebebiyle Starliner’in astronotlu ilk uçuşu iki kez ertelendi. Bu arızalardan biri valf arızası diye açıklanmıştı. Diğerinde ise Starliner mekiğinin fırlatılması için geri sayımın yapıldığı esnada bilgisayar sistemi tarafından durdurulmuştu. Daha önceki test uçuşlarında helyum kaçağı tespit edilse de arızanın tam olarak nereden kaynaklandığı bulunamamış, var olan arızanın da uçuşta herhangi bir aksaklığa neden olmayacağı paylaşılmıştı. Ancak görev esnasında dört helyum kaçağı daha meydana geldi ve uzay istasyonuna yaklaşma esnasında uzay aracında bulunan 28 manevra iticisinden beşi devre dışı bırakıldı, bunlardan dördü ise tekrar çalıştırıldı. Aksaklıklar sebebiyle aracın Dünya’ya dönüşü gerçekleşemeyince iki astronot Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) kaldı. Tüm dünya astronot Sunita Williams ile Barry Wilmore’un dünyaya nasıl dönebileceğini tartışırken, konu hakkında Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM) Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu Milliyet.com.tr’ye konuştu.

‘NASIL GÜVENLİ DÖNÜŞ YAPILACAĞI BELİRSİZ’

Halit Mirahmetoğlu, Boeing Starliner’ın ilk insanlı uçuşu sırasında yaşanan teknik aksaklıkların uzay araçlarının test süreçlerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) program kontrol kurulunun yaşanan bu sorunların kök nedenlerini hâlâ tespit edemediğini dile getiren Mirahmetoğlu, “Bu durum dönüşün güvenli bir şekilde nasıl sağlanacağı konusunda belirsizlikler yaratıyor. Ayrıca uzay görevlerinin karmaşıklığını ve risklerini net bir şekilde ortaya koyuyor. ABD’nin Merkür, Gemini ve Apollo programlarından sonra uzay mekiği programı uzun yıllar insanlı uzay görevlerinin bel kemiğini oluşturmuştu. Önce Challenger ve sonrasında Columbia faciaları ile Amerika 14 astronotunu kaybetti” diyerek Amerika’nın astronotların sağ salim dönmesiyle ilgili tedbirli davranmalarını daha iyi anlayabileceğimizi belirtti.

‘GEREKLİ YETERLİLİKLERE SAHİPTİ’ DENİLİYOR

NASA ve Boeing’in dönüş yolculuğunun güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla kapsamlı testler ve analizler gerçekleştirildiğini dile getiren Mirahmetoğlu, Crew Flight Test (CFT) görevi için hem uzayda hem de yerde çeşitli testler yapıldığını aktardı.

RCS (Reaction Control System) iticilerinin performansını değerlendirmek amacıyla yerde farklı testler gerçekleştirilmiş olduğunu ifade eden Mirahmetoğlu, “Gerçek CFT koşullarını simüle eden fırlatmadan kenetlenmeye kapsamlı teste ek olarak şu anki durumu test ettikleri 5 ISS’den ayrılma ve yörünge dışına çıkma testi gerçekleştirmişler. Ayrıca, CFT iticileri yüksek ısıl koşullara tabi tutulmuş. Uzayda ise Starliner, ISS kenetlenme öncesi 5 arka iticiyi test etti ve bu testler başarılı bir şekilde tamamlanmış. Daha sonra, iki kez daha sıcak ateşleme testi yapılarak 27 iticinin sorunsuz çalıştığı gösterildi. Bu testler sırasında, çeşitli potansiyel senaryoları simüle etmek için yaklaşık 100.000 bilgisayar modeli simülasyonu gerçekleştirilmiş. Ayrıca, Orbital Maneuvering and Attitude Control (OMAC) motorlarının performansı da değerlendirilerek CFT’nin dönüş manevrasını destekleyecek veri toplanmış. Bu testlerin sonuçları, Starliner’ın itki sisteminin dönüş için gerekli olan yeterliliğe sahip olduğunu ve kritik bileşenlerin sağlıklı olduğunu doğruladığı savunuluyor. Helyum sızıntısının temel nedenlerine ilişkin NASA’nın talep ettiği ek testler, veri toplama ve analiz çalışmaları ise sürüyor” dedi.

Astronot Sunita Williams ile Barry Wilmore

‘ÇÖZÜM SÜRECİ ZAMAN ALABİLİR’

Mirahmetoğlu, gerçekleştirilen uçuşun bir görev testi olduğunun altını çizdi. Önemli olanın bu test görevinden maksimum faydanın kazanılarak yeni görevlerin çok daha sorunsuz gerçekleştirmesini sağlamak olduğunu belirten Halit Mirahmetoğlu, NASA’nın bakış açısının da bu doğrultuda olduğuna inandığını söyledi.

Süreç yönetiminde yaşanan eksiklikler ve belirsizliklerin bu tür büyük ölçekli projelerde ne kadar dikkatli olunması gerektiğini ortaya koyduğunu aktaran Mirahmetoğlu, “NASA’nın bu süreçte şeffaf bir iletişim sağlaması ve gerekli analizleri yapması, kamuoyunun güvenini kazanma açısından kritik öneme sahip. Şu ana kadar Starliner misyonu sırasında yaşanan sorunların ele alınış biçimi, bu tür olayların karmaşıklığını ve çözüm sürecinin zaman alabileceğini gösteriyor” diyerek düşüncelerini ifade etti.

‘2025 DEMEK OLAĞANÜSTÜ DURUM OLUR’

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda kalan iki astronotun Dünya’ya dönüşü konusunda çeşitli senaryolar öne sürülmeye devam ediyor. Öne sürülen bu senaryolar için konuşan Mirahmetoğlu, “Senaryolardan biri Rusların Soyuz kapsülü ile dönmeleri yönünde. ISS’de özellikle acil durumlar için kaçış kapsülü yer alıyor. Mevcut Rusya-ABD ilişkileri göz önüne alındığında hem de başkanlık seçimleri öncesinde bu ihtimal değerlendirilmeye alınmayacaktır. Diğer bir alternatif ise SpaceX’in Dragon kapsülü ile astronotların geri getirilmesi. Maalesef Dragon kapsülü 4 kişilik ve Crew8 göreviyle halihazırda şu an ISS’de 4 astronot yer alıyor. Bu doğrultuda ‘4 kişilik uzay aracı 6 kişilik dolmuşa çevrilebilir mi?’ soruları tartışılıyor. Bu konuda NASA’nın SpaceX’e özel bir araştırma bütçesi verdiğini biliyoruz” şeklinde konuştu. NASA’nın astronotların güvenliğini sağlamak amacıyla dönüş senaryolarını değerlendirdiğini söyleyen Halit Mirahmetoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Astronotların ISS’de uzun süre kalması, özellikle de 2025’e kadar olağanüstü bir durum olur. Ancak NASA bu tür senaryolar için hazırlıklı. Wilmore ve Williams’ın dönüşü için en uygun zaman ve yöntem belirlenene kadar, onların moral ve motivasyonlarını yüksek tutmak ve sağlıklarını korumak en önemli öncelik.”

SpaceX Dragon kapsülünün ISS’deki kenetlenme esnasındaki görünümü 

UZAY TEKNOLOJİLERİ İLE TİCARİ HAVACILIK FARKLI

Geçmişte Boeing’e ait araçlarda çeşitli sorunlar yaşanması sebebiyle hatalı olanın ticari uçuşlarda da aktör olan Boeing olduğu yönündeki tartışmaları ise Mirahmetoğlu şu şekilde yorumladı:

“Boeing’in geçmişte yaşadığı sorunlar, firmanın itibarını etkileyebilir ve bu son olaylar da aynı şekilde Boeing’in güvenlik kültürünü sorgulayan bir tablo çizebilir. Ancak uzay teknolojileri, ticari havacılığa göre farklı zorluklar içerir. Bu tür durumlar, Boeing’in hem ticari hem de uzay alanında daha dikkatli ve özenli bir süreç yönetimi yapması gerektiğini gösteriyor. NASA, kendi topraklarında kurulan özel şirketlerin kapasitelerinin artması ve alternatifli hizmet almak için çok sayıda kapasiteli firmanın oyuna girmesini arzu ediyor. NASA ve Boeing’in bu zorlukların üstesinden gelmesi ve gelecekte benzer sorunları önlemesi kritik.” 

NASA’nın böylesine karışık ve riskli bir görevde, durumu en iyi şekilde yönetmeye çalıştığına inandığını ifade eden Halit Mirahmetoğlu, astronotların güvenliğinin öncelikli olduğunu bilerek elinden geleni yapmaya çalıştığını anlattı. Mirahmetoğlu, yaşanan aksaklıklar ve belirsizliklerde süreç yönetiminin daha iyi bir planlama ve iletişim ihtiyacı gerektirdiğini vurguladı. Bunun yanı sıra NASA’nın bu süreçte gösterdiği çabayla olası senaryoları değerlendirip ve alternatif dönüş yollarını incelemesinin, bu sürecin olumlu yanlarından olduğunu söyledi.

Sunita Williams (solda) ile Halit Mirahmetoğlu (sağda)

‘ASTRONOTLAR BAŞARILI, SABIR GEREK’

Astronotlar Wilmore ve Williams’ın uzayda oldukça zorlayıcı bir görevde bulunduklarını ifade eden Halit Mirahmetoğlu, onların bu tür zorluklara hazırlıklı olduğunu aktardı. Her iki astronotun da son derece deneyimli ve profesyonel olduğunu belirten Mirahmetoğlu, “Sunita Williams’ın bu 3. görevi ve bugüne kadar toplamda 7 uzay yürüyüşü gerçekleştirerek 50 saatten fazla araç dışında kalmış. Halihazırda 394 gün uzayda kalmış bir astronot. Butch lakaplı Barry Wilmore’un da bu 3. görevi ve onun da 4 uzay yürüyüşü var, toplamda 250 gün uzayda kalmış. Test pilotu olarak 8.000 saatten fazla tecrübesi olan bir jet pilotu. Bu kadar deneyimli, zor şartlarda çalışmaya alışkın ve çok iyi eğitimli astronotların, NASA ve Boeing’in tecrübeli ekipleriyle sağ salim dünyaya döneceklerine inancım sonsuz. İhtiyacımız olan sadece biraz sabır” ifadelerini kullanarak dönüş süreci hakkında görüşlerini dile getirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir