Mevsimsel alerji mi, sinüzit mi? Farkı göz ardı etmeyin

Alerjik Rinit ve Sinüzit Arasındaki Farklar Nelerdir?

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Tunca, alerjik rinit konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte salgın hastalıkların yerini alerjik rinitin aldığını belirten Tunca, hastalığın belirtileri hakkında bilgi verdi. Burun tıkanıklığı, sık hapşırık, burun akıntısı ve kaşıntı gibi belirtilerle gelen hastalarda akıntıların sinüslerde birikerek tıkanıklığa neden olabileceğini ve sinüzite yol açabileceğini söyledi.

Alerjik rinitin genetik yatkınlığa ek olarak çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığını vurgulayan Tunca, hastalığın erken dönemde akıntı, kaşıntı ve sık hapşırık gibi belirtilerle başladığını ancak ilerleyen dönemlerde burun tıkanıklığı şikayetlerinin artmasıyla polikliniğe başvuruların arttığını belirtti. Hastaların genellikle şikayetlerinin nezle gibi basit başladığını ancak burun tıkanıklığının geçmediğini ifade ettiklerini dile getiren Tunca, akıntı ve öksürük belirtilerinin uzun süredir devam ettiği durumlarda alerjik astım açısından incelenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

‘Boğazda Kızarıklık ve Ağrı Şikayeti Olabilir’

Alerjik rinitte genellikle bakteriyel enfeksiyona rastlanmadığını belirten Tunca, muayene sırasında burun içinde ödem ve tıkanıklık bulgularıyla temiz bir mukusun gözlemlendiğini ifade etti. Bu duruma ek olarak ağız solunumu nedeniyle havanın daha kuru olduğu bölgelerde boğazda kızarıklık ve ağrı şikayetlerinin zamanla ortaya çıktığını söyleyen Tunca, akıntının sinüslerden burun içine rahat boşalamadığı durumlarda sinüzit belirtileriyle karşılaşılabileceğini belirtti.

‘Tat ve Koku Kaybı Yaşıyorsanız Sinüzit Olabilir’

Akut sinüzit gelişen hastalarda burun tıkanıklığı, koku ve tat almada bozukluk, baş ve yüz ağrısı/basınç, burun veya genizde koyu kıvamlı akıntılar, öksürük ve ses değişikliği gibi belirtilerin görülebileceğini belirten Tunca, akut sinüzit geçiren hastalarda medikal tedavilerle düzelme sağlanamayan ve uzayan şikayetlerde kronik sinüzit şüphesinin olabileceğini ifade etti. Anatomik olarak burundaki tıkanıklığı artıran durumların varlığında cerrahi tedavi gerekebileceğini söyleyen Tunca, alerjik rinitin tedavisi ve takibinin düzgün bir şekilde yapılmasıyla sinüziti önlemenin veya şiddetini azaltmanın mümkün olduğunu belirtti.

Eğer benzer şikayetlerden muzdaripseniz, bir uzmana başvurmanın önemli olduğunu vurgulayan Tunca, semptomlara uygun tedaviyle hayat kalitesini artırmanın önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Related Posts

Her 6 çiftten biri bu sorunu yaşıyor: Uzmanından ‘erkek faktörü’ uyarısı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım, kısırlığın yalnızca kadın kaynaklı olmadığını vurgulayarak, infertilite vakalarının yüzde 40’ında erkek faktörünün etkili olduğunu belirtti.

Uzmanından astım hastaları için iyi haber: “Biyolojik ajan tedavisi” acile başvuruları azaltıyor

Uzmanından astım hastaları için iyi haber: “Biyolojik ajan tedavisi” acile başvuruları azaltıyor

Bu belirtilere dikkat: Mevsim geçişi migreni tetikliyor!

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Öztürk, ’’Hava basıncındaki değişimin de (barometrik) bazı kişilerde migren ataklarını başlatmaya neden olabilir. Özellikle ilkbahar, sonbahar gibi mevsim geçişlerindeki sıcaklık değişimlerine bağlı olarak yaşanan basınç farklılıkları migreni tetikleyebilir’’ dedi.

Havalar ısınıyor, uzmanlar uyardı: KKKA hastalığı bulaştıran keneler mayıs ve ağustos arasında daha aktif

Havalar ısınıyor, uzmanlar uyardı: KKKA hastalığı bulaştıran keneler mayıs ve ağustos arasında daha aktif

Son yıllarda yenidoğan sünneti tercih ediliyor! Her bebek için uygun mu?

Doğum sonrası ilk 28 günü kapsayan dönemde gerçekleştirilen yenidoğan sünneti, son yıllarda ailelerin de tercihi. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Sinan Kılıç, operasyonun öncesi ve sonrası için ise dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunu söylüyor.

Sebze meyvedeki pestisiti yok eden Japon taktiği! Evdeki 2 malzeme yetiyor

İlkbaharın taptaze çilekleri, parlak renkleri ve iştah açıcı görünümleriyle sofralarımıza gelir. Ancak bu lezzetli meyvede gizlenen pestisitler sağlığımız için bir tehdit oluşturabilir. Bu aşamada, sadece su altında durulayarak yapılan temizlik yetersiz kalabiliyor. İşte Japonların sırrı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir