Cumhurbaşkanı yargıya yönelik eleştirilere tepki gösterdi: Kimse ayar veremez

ASLIHAN ALTAY KARATAŞ/ANKARA- Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

ADALET PUSULASINDAN ŞAŞMADIK: Göreve yeni başlayacak 1075 hakim ve savcı adayımızla birlikte adalet teşkilatımızdaki hakim ve Cumhuriyet savcılarımızın toplam mevcudu 25 bin 695’e çıkmış oluyor. Adalet, haklıyla haksızı ayırmak, haklıyla hakkını teslim etmek, ölçü ve nizama kayıtsız şartsız riayet etmektir. Millet olarak yalnızca güçlü, muktedir ve müreffeh zamanlarımızda değil, en derin krizlerle, en çetin zorluklarla boğuştuğumuz günlerde bile adalet pusulasından şaşmamış bir müktesebatın sahipleriyiz.

ESKİ GÜNLERE DÖNÜŞ YOK: Bir dönem tek parti faşizminin, 27 Mayıs’tan itibaren darbeci zihniyetin, bu vesayet odaklarının etkisinde kalan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. Huzuruna gelen vatandaşa tepeden bakan, adalet yerine çözümsüzlük dağıtan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. 28 Şubat’ta olduğu gibi darbecilere alkış tutan, belli kesimlere imtiyaz tanıyan, ideolojik kamplara ayrılmış yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. Bizde yarım asrı bulan millete hizmet yolculuğumuzda bu yargı anlayışıyla hem de defalarca yüzleştik. Okuduğumuz bir şiirden ötürü hapse atılmamızdan, partimizin kapatılma davasına kadar pek çok kez bu zihniyetin gadrine uğradık. Demokrasimize asla yakışmayan anlayış artık eskide kalmıştır. Bir daha o günlere geri dönüş olmayacaktır.

İMTİYAZLARI KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR: Bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışa malum çevreler işte bu eski Türkiye’nin hayalini kurmakta, eski Türkiye’nin kendilerine sağladığı imtiyazları korumaya çalışmaktadır. Hukukun dışında oluşturulan ayrıcalıklı alanda siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, bu alanda istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar. En temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak görüyorlar. İnsanların mahremine girmekten, kişisel haklarını gasbetmekten, malına, mülküne, onuruna el uzatmaktan çekinmiyorlar. Anayasa ve yasaları çiğneyebileceklerini zannediyorlar. Ama yargının kapsama alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyor, bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar. Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim, kimse bana dokunamaz hoyratlığı hakikatin sert duvarına eninde sonunda çarpacaktır.

SORUMSUZLUĞUN DANİSKASI: Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcılarımızın baskı altına alınması, bilhassa ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması sorumsuzluğun daniskasıdır. Türk yargısı sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez. Türk yargısı 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp atmıştır. Dolayısıyla, herkesin, özellikle de siyasi figürlerin özenli, sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması gerektiği kanaatindeyiz.

‘Eleştirdik ama tehdit etmedik’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Verilen her kararı haklı bulmak, kayıtsız şartsız doğru kabul etmek zorunda değilsiniz. İtirazlarınızı kanuni yollardan yapar, eleştirilerinizi üslubunca dile getirirsiniz. Geçmişte mahkemelerin ve yüksek yargı organlarımızın bazı kararlarını biz de eleştirdik, rezervlerimizi ifade ettik, doğru bulmadığımız yönlerini kamuoyumuzla açıkça paylaştık. Hatta şahsımıza ve partimize yönelik aleni hukuksuzluklar karşısında bile mücadelemizi yine hukuk zemininde verdik. Yargıya parmak sallama, yargıyı itibarsız hale getirme, görevini yapan hukuk insanlarını tehdit etme yoluna asla gitmedik” dedi.

‘İhmalin bedelini geçmişte ödedik’

“Türk milleti adına karar verirken birikimi, tecrübesi, müktesebatı yanında hukukçunun mihmandarlarından bir diğeri de temiz vicdandır” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vicdanları rahatlatan bir karar vermek kadar vicdanı rahat karar vermek de hayati öneme sahiptir. Bu konuda yaşanan ihmallerin bedelini geçmişte ödemiş bir ülkeyiz. Pusula olarak aklı ve vicdanı kendilerine yetmeyenlerin adalete güveni nasıl tahrip ettiklerini 17-25 Aralık başta olmak üzere birçok kez gördük. Yargıyı ideolojik, örgütsel ve ekonomik çıkarlarına alet edenler hem adaleti araçsallaştırırlar, hem de kendi varlık nedenlerine yabancılaştırırlar. Genç hakim ve savcılarımızın vebali son derece ağır bir görevi icra ederken bunu her zaman akıllarında tutmalarını bekliyorum”

Related Posts

Grand Kartal Oteli’ndeki faciadan canlı kurtulan genç kız yaşadıklarını anlattı: Banyoda ölümü bekledik

Bolu Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasının ilk duruşması devam ediyor. 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın 5’inci gününde sanık savunmaları tamamlandı. Duruşmanın 6. gününde sanık …

Sıcaklık 46 dereceye ulaştı halk ne yapacağını şaşırdı

Irak’ta 46 dereceye varan sıcaklıklar sokakta çalışan insanların hayatını olumsuz etkiliyor. Ülkede yeşil alan eksikliğinden dolayı gölge bile serinletmezken, zaman zaman güneş altındaki insanların nefes alması bile zorlaşabiliyor. Hava sıcaklığının …

AKP -MHP ve DEM Parti’den yeni ittifak mı geliyor? DEM Parti’den açıklama

Buldan, Erdoğan’ın konuşmasına ilişkin olarak ”Ben açıkçası konuşmayı çok değerli ve çok kıymetli buluyorum. Süreç açısından yapılması gerekenler ve bundan sonra atılacak olan adımlara dair önemli mesajlar vardı” dedi.

Boş araziden fayans fabrikasına sıçrayan yangın kontrol altına alındı

Ankara’nın Altındağ ilçesinde boş arazide çıkan ve fayans fabrikasının bir bölümüne sıçrayan yangın kontrol altına alındı.

Almanya’ya sığınan Somali vatandaşları iç savaşa odun taşıyor

Somalili sığınmacı Ayub A., Almanya’dan yaptığı paylaşımlarla kendi halkını savaşa çağırıyor. Kontraste ve Deutsche Welle’nin araştırmasına göre, TikTok’ta yarım milyondan fazla takipçisi olan Ayub, düşman kabileleri birbirine karşı silahlandırıyor …

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı: Erivan, Paşinyan ve Aliyev arasındaki görüşmeyi başarılı olarak değerlendiriyor

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Badalyan, Ermenistan ve Azerbaycan liderleri arasındaki görüşmenin başarılı olduğunu ve barış sürecinin uygulanması için ciddi bir temel oluşturabileceğini belirtti.