Lösemi başı çekiyor! Çocukluk çağı kanserleri nasıl fark edilir?

Çocukluk Çağı Kanserlerinde Lösemi Başı Çekiyor

Türkiye’de ve dünyada çocukluk çağında görülen kanserlerin %30’unu lösemi oluşturuyor. Ülkemizde ikinci sırada lenf bezi kanserleri (Hodgkin ve Hodgkin-dışı lenfoma) yer alıyor. Sinir sistemi tümörleri, nöroblastoma, Wilms tümörü ve yumuşak doku sarkomaları (rabdomiyosarkoma) ise diğer sıklıkla görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Kemik, deri, göz ve karaciğer tümörleri ise çocuklarda nadir olarak karşımıza çıkar.

Çocukluk çağında görülen tümörlerin çoğu embriyonel kaynaklıdır. Ayrıca, genetik nedenler erişkin kanserlerinden daha sık görülür. Ailevi yatkınlık, doğumsal hastalıklar, gen bozuklukları gibi faktörler kansere yatkınlığı artırabilir.

İyileşme Oranları Yüzde 5’ten 80’e Çıktı

Çocuk kanserlerinde hızlı büyüme özelliği taşıyan kanserler genellikle kemoterapi ve radyoterapiye duyarlıdır. Tedavide cerrahi, ışın ve ilaç tedavileri bir arada kullanılır. Işın tedavisi genellikle tedavinin son aşamasında tercih edilir ve geç yan etkilere sahip olduğu için dikkatle uygulanır.

1960’lı yıllarda yüzde 5 iyileşme oranıyla başlayan çocukluk çağı lösemi tedavileri, günümüzde yüzde 75-80 oranında başarılı sonuçlar elde ediyor. Hasta, tedavinin ardından 5 yıl boyunca kanser tekrarlamazsa tamamen iyileşmiş olarak kabul edilir.

Hangi Belirtilerde Çocukluk Çağı Kanserlerinden Şüphelenilmeli?

  • Çocukta beze, kansızlık, karın şişliği, anormal büyüme gibi belirtiler varsa hemen doktora başvurulmalıdır.
  • Lösemi durumunda halsizlik, kemik ağrısı, dalağın ve karaciğerin büyümesi gibi belirtiler görülür.
  • Hodgkin hastalığında ise ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı gibi belirtiler ortaya çıkar.

Diğer kanser türleri için de belirtiler ve tanı yöntemleri farklılık gösterebilir. Önemli olan belirtilerle erken teşhisin sağlanarak tedavi sürecine hızla başlanmasıdır.

Tedavide Farklı Yöntemler Uygulanıyor

Cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri bir arada kullanılarak çocuk kanserlerinin tedavisi sağlanır. Kemoterapi süresi ve dozu hastanın durumuna göre belirlenir ve genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilir. Kemoterapinin yan etkileri arasında halsizlik, bulantı, kusma ve saç dökülmesi gibi durumlar sıkça görülür.

Radyoterapi, tümörün bulunduğu bölgeye direkt olarak ışın verilmesi ile gerçekleştirilir. Ancak çocuklarda büyüme üzerinde olumsuz etkilere sahip olabileceği için mümkün olduğunca az kullanılmaya çalışılır.

Related Posts

Japon usulü yürüyüş! Tüm dünya bu yöntemi deniyor, sosyal medyada yer yerinden oynadı

Fitness çılgınlıklarının sosyal medyayı çepeçevre sardığı bu günlerde son zamanların en popüler konusu ‘Japon yürüyüşü’ oldu. Kolay, hızlı ve kan basıncını düşürmeyi vaat eden bu yöntem düzenli bir şekilde uygulanırsa hızlı sonuç veriyor. Peki nedir bu Japon yürüyüşü?

Zayıflama baskısı gençleri anoreksiya riskiyle karşı karşıya bırakıyor

Prof. Dr. Fatma Çelik, zayıflama baskısının, yetersiz yemek yeme ve aşırı kilo kaybetmeyle kendini gösteren yeme bozukluğu hastalığı “anoreksiya nervoza”yı tetiklediğini belirtti.

Beyin damar tıkanıklığında ilk 6 saatin önemi

Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Merkez Müdürü Prof. Dr. Birol Özer, beyin damar tıkanıklıklarında erken müdahalenin önemine değinerek, “İlk 6 saatte yapılan müdahaleler hastanın yaşam kalitesini belirlemektedir ve bu kritik süreçleri başarıyla yönetiyoruz. Klinik uygulamalar, sadece tedavi geliştirmek değil; nitelikli bilgi üretmek, etik değerleri yaşatmak ve sağlıkta kaliteyi sürdürülebilir kılmak demektir” dedi.

Komşuda virüs alarmı verildi

Yunanistan Ulusal Kamu Sağlığı Kurumu (EODY), sivrisinek ısırmasıyla bulaşan Batı Nil virüsüne karşı halkı uyararak, özellikle yaz ve sonbahar aylarında koruyucu önlemlerin alınması gerektiğini bildirdi.

Dijital kalabalıkta hepimiz yalnızız!

Dijital iletişim araçları herkesi birbirine bağlı gibi gösterse de, gerçek ilişkiler giderek yüzeyselleşiyor. Sosyal medyanın bağ kurma vaadinin yerini “beğenilme yarışına” bıraktığını belirten Uzman Psikolog Gizem Ünveren, insanların kalabalıkta kendini yalnız hissettiğini söyledi. Sürekli ekrana odaklanmanın yüzyüze iletişimi zayıflattığını ifade eden Ünveren, yalnızlığın modern hayatın kaçınılmaz sonucu olduğuna dikkat çekti. Ünveren’e göre bu durum bilinçli ekran kullanımı, sosyal etkinlikler ve empatiyle aşılabilir.

Sıcak hava MS hastalığını nasıl etkiler? Uzman görüşü

Bir sinir sistemi hastalığı olan Multipl Skleroz’un (MS) kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 1-1,5 kat daha fazla görüldüğünü söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, hastalıkta tanının genellikle 20-40 yaş arasında konulduğunu belirtti.