Son gözlemlere göre, Marmara Denizi’nde Karamürsel ilçesinde bulunan 2 mavi bayraklı plajımız, 33 farklı kritere tabi tutuldu. Deniz suyunun kalitesi de bu kriterler arasında önemli bir yer işgal ediyor. Geçmişte müsilaj krizi yaşadığımızda mavi bayrağımızı kaybettik fakat gereken adımları hızla atarak tekrar kazandık. Ancak bu sorun devam ederse, Marmara kıyılarında değerli 2 mavi bayrağımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Siyasi yaklaşımlardan ziyade, bu konuda sorumluluk alanlara teşekkür ediyor ve gerekenlerin yapılması konusunda uyarıyoruz.
“Ege ve Karadeniz Tarafına da Yayılabilir”
Müsilaj tehlikesi aslında en büyük riski körfez bölgelerinde barındırıyor. Sığ sularda su sıcaklıklarının artması, müsilaj oluşma riskini arttırıyor.
Bu durum, önümüzdeki dönemde Ege ve Karadeniz kıyılarını da etkileyebilir. Balıkesir’e kadar gidebilecek bu durum, Erdek, Çanakkale ve Tekirdağ açıklarında görüldüğünde tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Bu durumu engellemek için belediyelerin acilen arıtma tesislerini kurması, tarımsal sulamayla ilgili tedbirler alması ve endüstriyel faaliyetlerde arıtma sistemlerini aktive etmesi gerekmektedir.
“Yıllık Elektrik Maliyeti 700 Milyon Lira”
Şu anda faal durumda olan 23 arıtma tesisimizin sadece yıllık elektrik faturası 700 milyon lirayı buluyor. Bu yüksek meblağ, uzun vadede doğru yatırım yapılmadığında daha büyük sorunlara yol açabilir. Kısa vadeli popülist politikalardan ziyade, gelecek nesilleri, balıkçıları ve turizmi düşünerek hareket etmek gerekmektedir. Özellikle İstanbul’un yanı sıra diğer belediyelerin de üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi kritik önem taşımaktadır.”